10 Kasım 2010 Çarşamba

Tüttürüveren dünya artık tüttürmese...

(Bu seferki yazı epeyce zamanımı aldı, umarım değmiştir :)

Ülkenizdeki yetişkin erkeklerin ve kadınların yüzde kaçı düzenli olarak her gün sigara içmektedir?


Türkiye'de yetişkin erkeklerin %45'i, yetişkin kadınların ise %15'i düzenli olarak her gün sigara içmekte. Türkiye'de toplam yetişkin nüfusun %36'sı tütün mamülleri kullanmakta ki bu oranla Türkiye, dünyada bu araştırmaya dahil edilmiş 142 ülke içinde en çok tütün kullanan 21. ülke.

Sigara tüttüren erkek nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu ülke Rusya. Rus erkeklerinin %65'i her gün sigara içmekte. Sigara içen kadın yoğunluğunun en yüksek olduğu ülke ise kadınlarının yarısı her gün sigara içen, Güney Pasifik'te 14.000 nüfuslu küçük bir ada olan Nauru. Hem kadın hem erkek toplam nüfusa baktığımızda ise en çok tütün mamülü kullanan ülke Yunanistan. Yunan halkının yarısı (%51) tütün kullanmakta. Afrika ülkeleri dünyada en az sigara kullanan ülkeler arasında. Bunun başlıca sebebi ise Afrika halkının sigaraya harcayabilecek parasının az olması gösteriliyor.

Bazı ülkelerde, özellikle Müslüman ve ataerkil toplumlarda, erkek ve kadın nüfus arasında sigara kullanımı arasında büyük farklılıklar gözlenmekte. Örneğin Malezyalı erkeklerin %39'u sigara içerken, Malezyalı kadınların %2'si sigara içmekte. Gene Çin, İran, Japonya ve Türkiye kadın-erkek sigara kullanımında büyük farklılık göstermekte; erkeklere oranla kadınların sigara içmesi bu ülkelerde hoş karşılanmıyor olsa gerek. Norveç'te kadın ve erkek sigara kullanma oranı eşitken, İsveç kadınların erkeklerden daha çok sigara içtiği çok nadir ülkelerden. Bu istatistiklere göre kadın-erkek eşitliği ile kadın-erkek sigara kullanımı arasında garip bir bağıntı var. Ne yazık ki "kadının sigara içmesi kendi tercihidir, hatta özgürlüğüdür" gibi eşitlik sağladığı sanılan ama esas amacı sigara şirketlerinin karına kar katmak olan sloganların ve düşüncelerin bunda payı olması büyük ihtimal. Keşke ne erkek, ne kadın, hiç sigara içilmese.

Avrupa, Amerika ve çoğu gelişmiş ülke sigaraya savaş açmış durumda. Çoğu gelişmiş ülkede sigara reklamları ve kamusal alanda sigara içmek yasaklandı, sigaranın üzerindeki vergi oranları iyice arttırıldı.  Bu gelişmeler sonrası gelirleri tehdit altına giren sigara şirketleri çareyi Afrika'ya açılmakta buluyorlar. Çoğu Batılı sigara şirketi, sigara satışında ve kullanımında gelişmiş bir denetleme ve vergilendirme sistemine sahip olmayan Afrika ülkelerinde büyüme peşinde. Fakir Afrika halkı paket alamadığı için de artık sigaralar tek tek satılmaya başlanmış! Bu sayede sigara satışları Afrika'da artıyormuş.

Üç haftadır sigarayı bırakmaya çalışıyorum. Umarım benim bıraktığım sigaralar Afrika halkına satılmaya çalışılmaz, ama haberler ve rakamlar sanırım öyle olacağını gösteriyor. "Sigara içmek kadının özgürlüğüdür" sözünü kullananlar da lütfen kullanmasınlar artık. Kadın-erkek eşitliği dünyadaki güzel şeyleri kadın, erkek eşitçe yaşamakla sağlanır; zararlı, ölümcül şeyleri eşitçe yaşayarak değil.

Not: Tütün mamülleri sigaranın yanında yakılarak içilebilen püro, pipo gibi ürünleri de içerir.
Grafik rakamları ülkeler arası karşılaştırma yapılabilmesi için yaşa göre standardize edilmiştir.
Kaynak: Dünya Sağlık Örgütü Küresel Tütün Salgını Raporu, 2009 (Tam rapor için)
Time Dergisi (Afrika ile ilgili makale için)

9 Kasım 2010 Salı

Karanlık köşelerden fırlayıp birden saldıranlar...

Halkın ne kadarı kendisini güvende hissediyor?


Kaynak: Legatum Institute (Gallup World Data'yı referans alarak)

8 Kasım 2010 Pazartesi

Buralar eskiden hep yeşil idi, dut idi...

Ülke topraklarınızın yüzde kaçı ormanlarla kaplı?
Dünya topraklarının %31'i ormanlarla kaplı. Avrupa'nın ise %45'i orman alanı. Türkiye topraklarının ise %15'i ormanlarla kaplı ki bu oranla Türkiye orman alanı bakımından dünyadaki fakir ülkeler arasında.

Rusya'nın devasa ormanları Türkiye'nin toplam toprak sahasının 10 katı büyüklüğünde. Hızla kesilen/katledilen Brezilya'nın geniş ormanlık alanları ise Türkiye topraklarının 6,6 katı büyüklüğünde.

Kaynak: Birleşmiş Milletler Gıda ve Ziraat Teşkilatı, 2010 Küresel Orman Kaynakları Değerlendirme Raporu (Tam rapor için buraya tıklayınız)

7 Kasım 2010 Pazar

Amerika'nın ağırlığı altında ezilmek

20 yaş ve üzeri Amerikalı erkeklerin ortalama ağırlığı 88 kilo, boyu 176 santim.(1)

20 yaş ve üzeri Amerikalı kadınların ortalama ağırlığı 75 kilo*, boyu 162 santim.(1)

20 yaş ve üzeri Amerikalılar'ın %34'ü kilolu, %34'ü obez ve %6'sı ileri derecede obez. Yani her dört Amerikalı'dan sadece biri normal kilosunda veya zayıf. Dört Amerikalı'dan üçü normal kilosunun üzerinde. (2)

Kilonuzun normal olup olmadığı beden kitle endeksi hesabına dayanılarak bulunur. Buraya tıklayarak kilonuzu ve boyunuzu girip beden kitle endeksi değerlerinizi öğrenebilirsiniz.


* Hamile kadınlar kilo araştırmasına dahil edilmemiş.
(1) Kaynak: National Health Statistics Reports, Number 10, October 22, 2008
(2) Kaynak: National Health and Nutrition Examination Survey 2007-2008

6 Kasım 2010 Cumartesi

Hamili kart yakınınsa bana ne!

Halkınızın yüzde kaçı liyakata dayalı bir toplumda yaşadığını düşünmektedir?

Norveç halkının %93'ü içinde yaşadıkları toplumun liyakata dayalı bir toplum olduğunu düşünmekte. Türkiye halkının ise %55'i toplumu liyakata dayalı görmekte, yani çalışan, yeteneği olan toplumda ilerler diye düşünmekte.

Mısırlıların %89'u toplumlarının liyakata dayalı olduğunu düşünüyor ki bu yüksek rakam beni şaşırtmadı desem yalan olur.

Tabii burada şunun altını çizmek lazım; halkın içinde bulunduğu toplumun liyakata dayalı olduğunu düşünmesi o toplumun gerçekten liyakata dayalı bir toplum olduğu anlamına gelmez. Algı ve gerçek farklılık gösterebilir!

Kaynak: Legatum Institute (Gallup World Data'yı referans alarak)

5 Kasım 2010 Cuma

En az üç çocuk?

Ülkenizdeki kadınlar ortalama kaç çocuk doğurmaktadır?

Dünyadaki en yüksek doğum oranları genellikle Afrika ülkelerinde. Nijer'de kadınlar ortalama 7'den fazla çocuk doğurmakta. Doğu Avrupa'da ise çocuk doğum oranları oldukça düşük. Ukraynalı kadınlar ortalama birden biraz fazla çocuk doğurmakta. Türkiye'de ise kadın başına düşen çocuk doğumu 2,14. 1970-1975 yılları arasında kadın başına düşen çocuk doğum oranı 5,30 imiş. 2045-2050 yılları arasında ise kadın başına 1,85 çocuk doğacak diye tahmin ediliyor.

Benim ilgimi çeken rakamlardan biri İtalyan doğum oranı. Din olarak genelde Katolikliği benimsemiş (evlenmeden ı-ıh, doğum bereket, kürtaj/kondom yasak) ve yatak odası meselelerinde hiperaktif olarak lanse edilen bir başbakana sahip bu ülkedeki kadın başına 1,38 çocuk doğum oranı oldukça düşük görünüyor. Demek ki sözle, örnek olmayla, libidonun fazla gelmesiyle, kültürle, dinle vs pek alakası yok bu oranların. Ekonomi, sağlık sisteminin durumu (doğan kaç çocuk hayatta kalacak?), genel olarak hayattan ve gelecekten gerçekçi beklentiler vs çocuk doğurganlığında daha büyük rol oynuyor gibi görünüyor. 

Not: Oranlar 2005-2010 yılları içindir
Kaynak: Birleşmiş Milletler Sekreterliği Ekonomik ve Sosyal İlişkiler Bölümü Nüfus Şubesi (2007)

4 Kasım 2010 Perşembe

Nüfusun ne kadarı diğer insanları güvenilir bulur?

İskandinavya insanları "dağ başında kurt görsem güvenilir dost sayarım" derken, nüfusunun sadece %8,4'ü diğer insanları güvenilir bulan Türkiye "bu devirde babana bile güvenmeyeceksin" sözüne canı gönülden bağlılığını gösteriyor.


Kaynak: Legatum Institute (Gallup World Data'yı referans alarak)